Puanım: 6/10
İlk önce kitabın gerçekten fantastik ağırlıklı bir ilerleyiş içerisinde olacağını sandım ama romantizm/dram ağırlıklı çıktı bu da beni üzdü çünkü okumaktan en zevk aldığım tür değil romantizm/dram. Konusu çok ilgimi çekmişti ve hala iyi düşünülmüş bir fikir olduğunu savunduğum için puanım 6 zaten yoksa ana kurguyu da iyi bulmasam 5 verecektim. Kitabın ilk yarısında çok mutluydum, kitaptaki fantastik ögeye daha çok değiniliyor ve insanı daha psikolojik bir sorgulayışa yöneltiyordu. Bu arada asıl konu, ana karakterin 2 farklı yaşamı olması. Her 24 saatte bir yaşam değiştiriyor ve her Değişim' den sonra diğer hayatına tam olarak kaldığı yerden devam ediyor. Bu Değişimler tam gece yarısında gerçekleşiyor. Karakterimiz 18 yaşına kadar 2 farklı hayatını, 2 farklı kişi oluşturup onları yaşayarak geçirmiş. Her iki hayatında da asıl olduğu kişiden biraz daha farklı ve birbirlerinden tamamen uç noktada değişik iki kişiyi oynuyor aslında bir nevi, iki tarafta da olması beklenen kişi gibi davranıyor. Şuana kadar fiziksel özellikleri tamamen ve 2 dünyasına da etki ederken bir gün artık fiziksel değişimlerin diğer hayatına etki etmemeye başladığını öğrendiği zaman olaylar ilginç bir hal almaya başlıyor. Spoiler vermemek adına olayların gidişatından daha fazla bahsetmeyeceğim ama kitabın ilk yarısında hatta ilk 3'te 2'sinde bu Değişim' e ve karakterin psikolojik analizine daha çok yer verilmişti ve bu beni mutlu etmiş, kitaba dair umutlar beslememe sebep olmuştu. Kitabın son kısımlarında yaşananlar ise beni hiç tatmin etmemekle birlikte yarısından fazlası tahmin ettiğim hatta çoğu senaryoda yer edinmiş klişe olaylardı. Son kısımda tamamen kızın aşk hayatına odaklanıp okuyucuyu drama boğması beni kitaptan soğutan en büyük etmen oldu. Asıl erkek karakter olduğunu başından beri anladığımız Ethan' ın bazı şüphe çekici hareketlerinden ötürü onun da 2 hayatı olduğunu ya da en azından 2 hayatı olan birini bir zamanlar tanıdığını düşünmeye başlamıştım. Ana karakterimizin asıl amacı hayatlarının fiziksel olarak birbirinden etkilenmediğini anladığı anda bundan emin olup seçtiği hayatı yaşamak için diğerinde intihar etmekti. Ethan bunu önlemeye kendini çok adamıştı ve biraz da travmatik davranışları yüzünden tahminim daha önce 2 hayatı olduğunu iddia ettiği birini tanıyor olduğu ve onun intiharına tanıklık ettiği yönündeydi. Gerçek bundan çok daha az ilgi çekici ve klişeydi. Kitabın beni tatmin etmeyen yönlerinden birisi de tam olarak bu oldu. Ethan karakteri olaya heyecanlı bir giriş yapmış olsa da ne yazık ki olayla bağlantılı değildi ve tamamen ana karakterin romantizmi için ortaya atılmış birisiydi. Öteki türlüsü benim kesinlikle daha çok ilgimi çekerdi ama romantizm odaklı kitaplar okumaktan kaçındığım için böyle düşünüyor da olabilirim. Şuan olaya tam olarak objektif yaklaştığımı savunamayacağım ne yazık ki. Aslında romantizm türüne karşı bir garezim yok, daha çok romantik dramaya karşı garezim var çünkü artık romantik drama yaratmaya çalışılırken hep klişeleşmiş şeyler kullanıldığını düşünüyorum ama aynı üzücü etkiyi başka türlü veremeyecekleri için de bazı kalıplaşmış olaylar kesin olarak yaşanıyor. Beni rahatsız etmeyecek hatta hoşuma gidecek türden bir romantik drama Toprağın Sonu' ndaki gibi olabilir ancak. Kitabı okumayanlar için spoiler olabilir buralar o yüzden sonraki paragraftan devam edin özellikle okumak istiyorsanız ama bence dramatik bir kavgayla ayrılmaları hem ayrılığın geçici olduğu yönünde okuyucuya ümit veriyor hem de kavga ve ayrılık sayesinde iki taraf da hatalarını kabul etmek ve kusurlarını kapatmaya çalışmak için zaman buluyorlar. Bu süreçte bir karakter gelişimi izlemek okuyucuya da mutluluk verir diye düşünüyorum ya da en azından o gelişimi görmek benim hoşuma gidiyor.
ÖNERİR MİYİM?
Bu soruya net bir cevap veremem o yüzden şöyle açıklayacağım: Eğer dram seviyorsanız ve bazı tahmin edilebilir olaylara rağmen o hikayeden sırf karakterlere karşı olan sevginizden ve bağlılığınızdan ötürü klişe olmasına rağmen zevk alabileceğinizi düşünüyorsanız okuyabilirsiniz. Ama eğer daha yenilikçi biriyseniz, klişe görmekten sıkıldıysanız ve ilginç/orijinal sayılabilecek bir fikrin alışılageldik olaylara kurban gidişini görmek istemiyorsanız bu kitabı okumayın, ya da gerçekten okuyacak hiçbir şeyiniz kalmadıysa ve bol bol boş vaktiniz varsa okuyun. Benim en azından birkaç günlük boş vaktimi iyi değerlendirmemi ve kitabı bitirene kadar eğlenmemi sağladı. O yüzden çok da hor görmek istemiyorum kitabı. Belki de sadece konusu ilginizi çektiği için bile okuyabilirsiniz.
Sonraki incelemeye kadar, keyifli okumalar...
Yorumlar
Yorum Gönder