Muhalifler Ön İnceleme


Muhalifleri okumaya başladım ve hem heyecanlıyım hem de korkmuş durumdayım. Marissa Meyer'i Ay Günlüğü Serisi ile tanımış olanlarınız mutlaka vardır. Bu arada lafı açılmışken o seri içinde spoilerlı ve spoilersız incelemeler yapacağım. Bu serinin yazarından başka bir serinin ilk kitabı olan Muhalifler'e dönecek olursak...
Muhalifler yeni bir serinin ilk kitabı olarak çıktı ve ikinci kitap Amerika'da geçtiğimiz aylarda çıksa da henüz Türkçe'ye çevrilmedi. Muhalifleri okumaya başladım ve ilk andan hem ağır hem de çocuksu bir hava sezdim. Konusu hakkında basitçe konuşmak istiyorum. Öncelikle kitabı okumaya ben de yeni başladığım için henüz tam anlayamadığım veya yanlış anladığım noktalar olabilir bunu belirtmem gerek. O zaman başlayalım.
Olayların gerçekleştiği zamana dair kesin bir bilgi yakalayamadım öncelikle. Distopik bir gelecek kurgusu olduğu yönünde benim fikrim. Farklı güçlere sahip insanlar ortaya çıktığı zaman bu güçlere sahip kişiler önceleri toplum tarafından dışlanmış, öldürülmüş hatta işkence edilmiş. İnsanların doğası gereği, çevrelerindeki en güçlü ve akıllı canlı olmaya alıştıkları için bu konumu koruyamadıkları zaman yaşadıkları paniğin doğurduğu vahşice bir sonuç. Tahmin ya da kontrol edemedikleri gücü yok etme arzusu da diyebiliriz. Bir süre bu şekilde acı çeken insanlar bir gün Anarşinin Ası denen bir kişi sayesinde kaderlerini yeniden yazmaya ve bu aşağılanmaya, haksız yere gördükleri şiddete bir dur deme kararı alıyorlar. Anarşinin Ası' nın bir araya getirdiği insanlar başkaldırmaya, maruz bırakıldıkları bu öfkeyle savaşmaya başlıyorlar. Sonuç olarak devletler ve dünyanın üstüne kurulu olduğu tüm düzen yıkılıyor ve bu özel insanlar topluma karışıyor. Yalnız düzen yıkılıyor derken tam anlamıyla yıkılıyor. Artık sosyal bir düzen ya da insanları koruyacak polis güçleri yok. Özel güçleri olan insanlar topluma karışmış durumda ve bu güçlerini barışçıl kullanan insanlar olduğu kadar, kendilerini denetleyecek güçlerin yoksunluğunda zıvanadan çıkmış suçlular da var. Suçlular Anarşist adı altında gerçekleştirirken bu eylemlerini, güçlerini adalet ve iyilik için kullanmak isteyenler Muhalifler adını alıyor. Konsey adında bir grup da var ancak direkt eylemlerini görmediğim için henüz ne işe yaradıklarını tam bilmiyorum. Ana karakterimiz Nova Artino ise "Kabus" ismiyle Anarşistlerin bir parçası. Kitabın adının Muhalifler olmasına rağmen ana karakterimizin nasıl düşman grupta olduğunun ise ilk birkaç sayfada anlatılan güzel bir hikayesi var. Spoilerlı incelememi yaparken mutlaka bahsederim bu noktadan.
Ön incelemeyi kısa tutmak adına karakterlere ya da onların güçlerine tek tek değinmeyeceğim bunu kitabı bitirdikten sonra yazacağım incelemeler saklıyorum ancak kitapta gözüme ciddi anlamda batan bir şeyden bahsetmek zorundayım. Kitap Anarşistler' i mutlak kötüler, Muhalifler' i ise mutlak iyiler ilan etmiş gibi görünüyor ama benim gözümde durum bu değil. Muhalifler her şeyi yoluna koymayı bilmiyor, ve bir kısmının süper kahraman rolünü oynarken spot ışıklarından gözleri kamaşmış burnu havada insanlar olduğunu düşünüyorum. Anarşistler ise bence isimleri kullanılarak yapılmış bazı çetesel eylemlerin sonucunda kendilerini o role uygun görmeye başlamış ama tamamı kötü olmayan insanlardan oluşuyor. Bir kere distopyanın oluşum basamağında Anarşistlerin ilk ortaya çıkışı iyi amaçlı ve insan hakları doğrultusundaydı. Sonrasında birkaç kişi tarafından yapılan kötücül eylemlerin tüm grubun adını lekelemesi doğru olmaz ama ne olursa olsun Anarşistler bu suçlamaların üstüne, gerçekten suçlu olsalar da olmasalar da şuan insanların olduklarını düşündükleri gruba dönüşmüş durumdalar. Bu da onları kötü adam yapsa da, ilerleyen zamanlarda beni tanıdıkça anlayacağınız üzere ben vizyonlu ve bir amaç doğrultusunda hareket eden kötülere saygı duyarım. Bazılarını severim, bazılarından nefret ederim ama vizyonu varsa hepsine saygı duyarım ve bana kalırsa Anarşistler oldukça vizyonlu bir grup. Sırf sahip olmayı seçmediği güçlere sahip olduğu için yüzyıllar boyu avlanmış, katledilmiş, işkence gömüş bir soydan geliyorsanız dünyanın geri kalanına dinmeyen bir öfke duymak için yeterli sebebiniz vardır. İntikam arayışlarını desteklemiyorum çünkü bu özel insanlar bugün toplumla iç içe ve hatta Muhalifler kahraman muamelesi görüyor ancak Anarşistler' in tamamen anlamsız bir amaç uğruna savaştığını da düşünmüyorum. Üstüne üstlük kitap kötü adamların tarafını inanılmaz havalı ve çekici kılıyor çünkü ana karakter o tarafta olunca ve olaylara onun gözünden baktığınızda ister istemez Anarşistler' i haklı çıkaracak sebepler üretmeye başlayabiliyorsunuz ki bana olan biraz da buydu. Spoiler vermeden ana karakterin intikam için kişisel ve bir nebze haklı sebepleri olduğunu söyleyebilirim.
Ben şahsen ana karakterin duygularına kapıldıktan sonra Anarşistler' in tarafını tam anlamıyla tutmaya hatta tüm o insanlardan gelen nefrete ve güçlü düşmanları Muhalifler' e karşı bu kavgadan galip çıkmalarının ne derece epik olacağını düşlemeye başladım. Kitapta romantizm de olacağını tahmin ederek ana karakterin romantik duygular besleyeceği kişinin Muhalifler' den olacağını rahatlıkla söyleyebilirim ki bu yasak ve acıklı aşk hikayesi bu seriyi çok daha çekici kılacak fikrimce. Yine beni tanıdıkça anlayacağınız bir şeyin altını çizecek olursam, sadece aşk konulu kitaplar okumak ya da vıcık vıcık aşk hikayeleri görmek hiç benim tarzım değil bu sebepten de aşıkların arasına engel girerek hikayeyi heyecanlandırması hele de bunun sadece kavuşamamaktan ziyade aksiyon ve entrikaya bağlanması beni oldukça tatmin ediyor. Bu seri, mutlu olacağımı hissettiğim bir seri ve bitirmek için sabırsızlansam da sonraki kitabı daha uzun sayılabilecek bir süre bekleyeceğim fikri beni oldukça üzüyor.

Yorumlar